aidet dönemi yazısı

27 Haziran 2011 Pazartesi


bugün bir dost bu blogu kapatmamı söyledi hayatıma böylelikle yeni bir sayfa açabilirmişim. doğru söyledi sanırım ve bu cümle buraya not düşülse de görmezden gelinmeyi hakediyor.
bir ilişkinin benim için ne demek olduğunu anladım bir kaç zaman önce. sanılmasın ki aradan çokça zaman geçti. siz duygusal olarak boşluk diyebilirsiniz insanların yalnız ya da sevgilisiz olduklara zamana. külliyen bana uygun değil bu duygusal boşluklar. sizin o dediğinize aidiyetsizlik diyorum ben. belki de yaşam motivasyonu bu arada yaşam pornografiktir, sebebini düşünmek size kalsın.
aidiyetsizlik diyorum ne zaman duygusal boşlukta olsam siz ona gayet tabi sevgilisizlik, abazalık... vb diyebilirsiniz.
aidiyetsizlik dediğim şey aslında aidiyetin tersi hani benim şu çok az hissettiğim şey. aidiyet denen marketten alınmış kilosu altmış dokuz kuruş olan karpuzu alıp karpuzun hapur hupur yiyen adama karşı karpuzun hissettiği şeyle uzaktan yakından alakası yoktur. sahibiyet başka şey aidiyet başka. öyle olmasaydın aidinden.com yazdığımızda da sahibinden.com'a ulaşırdık.
kimileri için konformist kimileri için statükocu olarak nitelendirilebilecek ben, nasıl bu kadar aidiyet sorunu çekiyorum hakkaten hiç bir fikrim yok. ama insanlık fikri olmayan konularda da fikir yürütebilmeli. en sonunda bu fikir geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılması gerekiyor denir ve tamama basılıp olay orada kapanır.
yazı tarzımda birilerinden etkileniyorum ve bu yazı tarzı gittikçe hoşuma gidiyor.

bu yazdıklarımın çok fazla kişi kurumla ilgisi yoktur. aslında aile dediğin şey de sosyal bir kurumdur. ve beklerken adım saymak yapılacak en iyi işlerden birisidir.

bu arada yukarıdaki videodaki şarkıyı puzzle yaparken dinleyebilirsiniz. bazı müzikler sadece puzzle yaparken dinlenmek içindir bu evrensel bir gerçektir, dini dogmalar gibidir. dogmanın inak ve nas anlamına geldiğini takdir edersiniz ki el kadar çocuklar bile bilir.

0 yorum: