kendini tekrar eden eski çağ şiirleri

30 Kasım 2013 Cumartesi
kedilerin en çok korktuğu antik yunan tanrısıydım ben,
geceleri olimposta meslektaşlarıma haşlanmış kahve satarken
gündüzleri modern yunan tanrılarına enflasyonu anlatıyordum

bir gece elimde ibriğim
dar sokaklarında bağırarak dolaşırken olimposun
benden gayrı tüm tanrıların
haşlanmış kahve alacağı tuttu
zehirlendiklerinden midir
başka bir hastalık mıdır bilinmez
benden gayrı tüm tanrılar
ölmüştü

yalnızlık zor
tek olmak daha da zor
o gün bugündür ağlarken yoldaşlarıma
her gece gözyaşı dökerim de
insanlar yağmur sanarlar
başka başka diyarlarda

----------------------------

barbar bir kuzey kavmi gelip
köylerimizi yakalı beri
kimse türkü yakmamıştır bu topraklarda
iki yangına nasıl yer versin kalplerinde bu insanlar

kan sesleri kılıç seslerini bastırır mı ağalar
ben duydum bastırırmış
şimdi selahattin eyyubi olsaydı burda
içinde tüm aysel geçen şiirleri bir bir okurdu size
gözleriniz dolmaktan
kulaklarınız kan seslerini duymazdı

ama ne şanstır ki güzelim
selahattin eyyubi en çok lazım olduğu anda
bir türlü gelemeyendir
 
----------------------------
 
ben aşkı ayyaş savaşçıların kalktığı masalardan topluyordum

ister inanın ister inanmayın
güzeldi ortaçağda kadınlar
pasaklı ve güzel

bir garson yamağı misali
aman aman misali ne kelime
bir garson yamağı
aşkı ayyaş masalarında öğrenir
güzel, dolgun kadınlardan
iğrenç heriflerin sarhoş sarhoş öptüğü
öperken sızdığı kadınlardan

ister inanın ister inanmayın
güzeldi ortaçağ
kadınlar 

türk kahvesi ve saba makamında okunan romantik ezanlar

26 Kasım 2013 Salı
ben bazı konularda sözümde dururum. türk kahvesi yapmayı mesela öğrenmeyi reddediyorum. öğrenmeyi değil aslında yapmayı reddediyorum. oysa severim ben türk kahvesini. insanın canı bazı şeyleri çeker ya, öyle anlık bir heves anlık bir can çekmesinden bahsetmiyorum, düzenli olarak çekmesinden bahsediyorum. ben de bu enginar ve türk kahvesi. ha bir de kafamın içinden geçen bir kurşun. korkmayın üçünü de yapmıyorum sadece canım istiyor. itiraf: enginar yapıyorum nadiren, çünkü kimseye enginar yapmayacağıma dair söz vermedim. dönelim kahve hususuna bir söz verdiğim için hayatımın sonuna kadar kendime kahve yapmama ihtimalim var. farzedelim ki bir doktorun hamile kalırsam yüzde doksan ölme ihtimali olduğunu söylediği bir kadınım. üreme içgüdüsü vs. hayatta kalma içgüdüsü. çok büyük ihtimal hayatta kalma içgüdüsü kazanır. işte ben de söz verdim, hayatta kalma içgüdüsü kadar verdiğim bazı sözler. sanmayım ki bizde söz namustur düsturunu benimsemiş bir kişiyim. namusun da atom fiziğinin de canı cehenneme. benim meselem hayatta kalma güdüsü, böyle böyle amaçlarım oluyor işte. her içtiğim türk kahvesi kendime anlattığım bir hikayedir, küçük sırların verdiği mutluluktur. bir gün sırrın diğer tarafına anlatılacak bir çoşkudur. unutmayın her sır iki kişiliktir. ayna gibi. zahir yüz, batın yüz. ilk kez orospu çocuğu oynadığında orospu çocuğu olmak ve o oyunu kazanmak gibidir. tek fark o oyunun sonunda herkes senin nasıl bir orospu çocuğu olduğunu bilir. türk kahvesi sırları ise öyle değildir. belki günün birinde müessibinin bileceği geri kalan insanların aa türk kahvesi yapmayı mı öğrendin diyeceği bir detaydır. ya evet yeni öğrendim keh keh keh derken, içinden herhalde yarraam sanki dna haritası çıkarıyoruz demektir.

şimdi sen okuyan aşağıda sana bazı sorularım olacak
1. şu abuk videodaki adam bulut aras mı
2. florence nightingale bir kuş cinsi mi
3. hiç orospu çocuğu oynadın mı
4. yaşama içdüsü mü üreme içgüdüsü mü yoksa ikisi de aslında aynı şey mi
5. yazıdan bir şey anladın mı
6. kahven nasıl olsun

hamiş: dayanamadım gelip yazı güncelledim, sürrealizme yaptığı katkıdan ötürü serbülent kardeşimizi kutluyorum. 

yüksek ego

25 Kasım 2013 Pazartesi


koşmanızı istiyorum. koşarken birden ayaklarınızın yerden kesilmesini istiyorum. bunun nasıl bir his olduğunu bilmenizi istiyorum. hissettiğinizi tamamıyla bilmek istiyorum. bir yaprak gibi savrulmanızı istiyorum, ya da hayır hayır bir torba gibi. bir türlü gelmeyenlerin bırakamadığı izleri görmenizi istiyorum. sonra gidenlerin bıraktığı izleri görmenizi istiyorum. home again mırıldanırken ayaklarınızın yere basmasını istiyorum. arkanıza dönüp usturuplu bir küfür savurmanızı istiyorum. sonra o günün gecesinde gelip bana hissettiklerinizi anlatmanızı istiyorum.

yüksek seksli müzik yayını

11 Kasım 2013 Pazartesi

ps: kısa vadede hayatımı sikti

birinci tekil kişi halleri

bana gayptan haber versene kadın, en çok da gözlerim kapalı elime koyduğun şarkılarla. kimselerin hangi dilde olduğunu bir seferde bilmediği şarkılarla. ellerimi ellerinle bir kına gecesindeki gelin misali başım bükük kapatsana kadın.

bende kalıcı hasar oluştursana kadın, en çok da senin şiirlerinle. bir biberona doldurduğun şiirlerinle. kucağına alıp beni gözlerimin içine bakarken bir bebek misali besle beni kadın.

beni yokluğunla kuşatsana kadın, en çok da yüreğime bıraktığın korkuyla. kent duvarlarına onlarca askerin yığıldığı kuşatılmamış bir kentte kaderine razı ortaçağ insanları misali beklet beni kadın.

benden bir anda vazgeçmesene kadın, en çok da gökyüzüne ilk defa kanat çarpan kuşlarla. tüyleri henüz tamamlanmış biteviye afrika belgesellerinde bir şekilde hayatta kalmış yavru kuşlar misali göklere çıkar beni kadın.

post mortem anlar

6 Kasım 2013 Çarşamba

dört saat uyudum bugün. bir kere de öldüm. sen yanımdaydın öldüğümde. en son seni gördüm. son nefesimi sana verdim. aldın hiçbir şey olmamış gibi. ben öldüm. saçlarıma dokundun. ellerinle dokundun. gözlerime baktın. kapandılar sonra. hiçbir şey olmamış gibi. uykulara gider gibi. ağladın sonra. yanıma uzandın. sarıldın. ben öldüm, sen kaldın. sen kadın. öyle güzel sarıldın ki. ben hep senin yanında ölürüm. uyur gibi.