sizli bizli anlar

28 Mart 2014 Cuma
bugün bir edebiyat dergisinin ev sahipliğini yaptığı bir söyleşide, katılımcıların birisinden nasıl yazıyorsunuz diye bir soru aldım.
sorucuyla göz temasımı koparır koparmaz bir yudum su aldım, cevabımı vermek için bir kaç sonsuzluk anına ihtiyacım vardı ve tam bu esnada içimi antik bir hüzün kapladı. ne çok severdim onları. sonra geri döndüm göz temasıma ve parmaklarımla dedim. salonda gülüşmeler oldu, oturma odasında neler oldu duymadım. üç oda bir salon meskenlerde söyleşi yapmanın hoşluğu işte, diğer odalarda neler olduğunu asla bilemezsiniz. sorucum onunla dalga geçtiğimi sanıp biraz buruldu. göz temasım devam ediyordu. hatta göz temasım dik dik bakma haline evrilmeye başlamıştı ki, sorucumun göğüs dekoltesi beni kendime getirdi. açıklamaya başladım. parmaklarımla dedim. şu bilmemne şapelindeki meşhur resmi bilirsiniz dedim. hani şu ademin yaradılışı, cemal süreyaya da esin olan resim. iki kalp arasındaki en kısa yolu anlatan şiirindeki ilhamdan bahsediyorum. o parmaklar sizce bir ayrılış için mi öyle dedim yoksa bir birleşme çabasından mı? ben o resmi ve cemal abimin şiirindeki parmakları hep bir ayrılış olarak yorumlarım. yazmam da öyle benim. parmaklarımdan ayrılır içimden geçenler, o sebeple masöz ve yazıcı olarak hayatıma devam ediyorum. içimden geçenleri ne sesle, ne bir başka şeyle anlatabiliyorum. sadece parmaklarımla. parmaklarım kısa olduğu için ortaya bunlar çıkıyor, eğer parmaklarım daha uzun olsaydı inanın daha çok anlatırdım kendimi dedim. göğüs dekoltesinden anladığım kadarıyla güzel göğüsleri olan sorucumun yüzündeki burukluk gitmişti, sanırım onunla dalga geçmediğimi, ukalalık peşinde olmadığımı anlamıştı. teşekkür etti. teşekkür ederken gülümsedi. gülümserken gözlerinin de çok güzel olduğunu fark ettim. oysa epeyce bir süre gözlerine bakmıştım. o zaman anlamamıştım da gülümserken anlamıştım bunu. sonra boşverdim. ben zaten üzerinde itiniz ya da çekiniz yazan kapıların ne yöne açılacağını da denemeden anlayamazdım.

geçtiğimiz cumartesi günü bir güzel şarkı dinledim çokça kez.
bugün ise başka bir güzel şarkıyı dinledim çokça kez.
bu iki güzellik arasına, bir başka güzelliği sığdırmayı başarmıştım. ne olduğunu bulmak edebiyat tarihçilerine kalsın.

hamiş: göğüs ve göz arasındaki fonetik benzerliğe vücut bütünlüğü denir.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ne güzelsin.