çünkü ona en çok mor yaraşırdı ve güzeldi

17 Haziran 2014 Salı
bugünlerde sentetik maddeleri seviyorum. bana seni hatırlatıyor. gözümün önüne kadar getiriyor yokluğunu oturup şiir falan okuyorum sana, kimse yadırgamıyor. seni kimse yadırgamıyor. kimseler karışmıyor. senin aslında orda olmadığunu söylemiyor. sentetik maddeleri seviyorum bugünlerde. içinde sen oluyor onların ve sana olan herşeyi tetikliyor. o tetik hariç, hani kafana dayayıp çektiğin silah var ya, işte onun tetiği. dün bir kadına neden türk yazarlar intiharı pek tercih etmiyor sordum bir an düşündüm bir kaç isim dışında aklıma kimse gelmedi. sen de gelmedin, yazmayı hiç sevmezdin. oysa yazmalıydın. kafandakileri dışarı atmalıydın daha sonra koltuğun üstüne bırakırdın. silahla öldürmeyecektin kendini morospu. daha şunun şurasında tarihi bir kaç yüz yıla dayanan bir şeyle her daim yanında taşıdığın karizmanı çizdirmeyecektin. cenazende alkolik baban allah ölümün de usturuplusunu versin derken haklıydı ve sen tam babanın kızıydın usturupsuz. laf aramızda herifçioğlu seni gömdükten en çok üç saat sonra bir büyüğü daha gömmüştür. ve adım gibi eminim morospu karı, o ağlamaz dediğin herif ağlamıştır. 

zamandan münezzeh

14 Haziran 2014 Cumartesi

aşk dört harfli bir kelimedir alya
a ile başlar
a ile biter

hayat üç harfli bir sözcüktür alya
sen ile başlar
seninle biter

sehl-i mümteni

4 Haziran 2014 Çarşamba
                                    b....'e

siparişle pizza yenir güzelim,
şiir yazılmaz

dön dön cigaram dön

size ulu sokak serserisini anlatmış mıydım. hani şu yeri yurdu olmayan dertli yertli adamı. anlatmıştım tabi, hatta onun sonsuz aşkını. benim vakti zamanında tanıdığım hala bildiğim o bilgeler bilgesi. su ihtiyacını alkol olmayan hiçbir şeyden karşılamayan idealist adam. sevdiği kadın için ölümden dönen, sevdiği şey için yollarda yatan adam. geçenlerde bir hafta sonu onun mesken tuttuğu yerlere gittim elimde bir şişe şarapla. ruh çağırır gibi ritüelleri vardır onu görmenin. nerde dertleşecek birisine ihtiyaç duyan birisini görse gelir hemen oraya. şarap onun ruh tahtasıdır. oysa en sevdiği içki şalgam suyudur. kendisi öyle der. ama hiç içmemiş. abi demiştim bir kere en sevdiğinin o olduğunu nerden biliyorsun diye. diğer adını bildiğim içilenlerin hepsini içtim ve hiçbirisini çok sevmedim demişti. cigarasından bir fırt daha çekip gitmişti sonra. kendime söz vermiştim. bu adama bir gün dünyaları getirsem de şalgam getirmem diye. umudu olana dokunmak istemediğimden. eğer bu dileğimi duysa kallavi bi küfür savurup tokatlardı beni ama olsun. neyse şarabımı alıp gittim. onun elinde biraz viski vardı. nerden bulmuş bilmiyorum sormadım sormam da. gazabından korkarım. bir daha benle konuşmamasından korkarım. şarabımı alıp görünce sevindi. yani beni görünce sevindi. beni şarapla görünce derdim olduğunu bildi ondan sevindi. beni görünce dertliyim diye sevindi. sen ne iş yapıyorsun diye sordu. abi dedim yıllardır bilirsin beni, soru mu bu. soru işte cevaplasana dedi. cevapladım falanca yerin filanca departmanı. hakir gördü. boynumu büktüm. paran var mı dedi. hani dedi seni bilmem kaç ay döndürecek. var abi dedim. ben sen olsaydım dedi, o bilmem nerenin bilmem ne departmanına basar istifayı çıkardım işten dedi. sonra param bitene kadar kapanırdım bir odaya hergün içerdim. ölümü beklerdim orda. biliyorum abi dedim. sen böyle yapmıştın zaten. ama ölünmüyor siktiğiminin gezegeninde dedi. öl deyince ölünmüyor işte. sonra gözleri yaşlandı. onu ilk defa böyle gördüm. abi dedim ben de yapıcam dediğini ama yalnızlıktan korkuyorum, sen gibi olmaktan korkuyorum. yalnız yaşamak neyse de abi dedim, yalnız ölmekten korkuyorum. haklısın der gibi baktı. aldı şişesini eline ayağa kalktı. sendeledi. yalnız ölünmüyor amına koyayım dedi. yaşanıyor da ölünmüyor işte. yürüdü gitti. ardından baktım. ben dedim abi hem sen gibi olmak istiyorum hem senin gibi olmaktan korkuyorum. duymadı. şarabıma gitti elim. bir yudum aldım. diğer elim telefonuma gitti. işte o an cebimde bir telefon değil de silah olsun istedim. nasıl ki istemsizce telefonun kilidini açtım, arayacağım numarayı tuşlayıp kulağıma götürdüm. silahım da kilidini açıp kafama götürürdüm. ama yalnız ölünmüyor işte. ölünse o ölürdü.

ayfon application

2 Haziran 2014 Pazartesi
bir ayet alın abiler
her gece bir ayet
uykusuzluğu engeller
mideyi düzenler
ufku açar

bir ayet alın abiler
her sabah bir ayet
güne dinç başlatır
organizamayı çalıştırır
kitleleri uyutur

bir ayet alın abiler
her sabah ve her gece
aç karnına
tok karnına
sadece üçbinüçyüzotuzüç kupona