çok sevilen bir dost sevdi diye yinelenenlerdir 3 ya da 4 tane

1 Kasım 2010 Pazartesi
öyle içime işlemelisin ki dedi adam
bakanlar yalnızca beni görsünler


*******************************


bir elbise istiyorum dedi güzel kız
simsiyah gözlerinin bir kaç ton açığı
lepiska saçları beline kadar uzanıyordu

bir elbise istiyorum kırmızı olsun
yanaklarından daha mı kırmızı diye soramadı terzi
bir elbise istiyorum kan kırmızısı olsun
seni seviyorum diyemedi terzi

model beğendi kız ölçüsünü verdi gitti
dur gitme diyemedi terzi
bembeyaz kaliteli bir kumaş çıkardı terzi dolaptan
ölçtü biçti
epeyce uğraştı
bitirdi elbiseyi
sonra derin bir uykuya daldı
son kez hatırladı kızın yüzünü

ertesi gün polisler kapıyı kırarak açtılar
terzi masa başında yüzünde tebessümle ölmüştü
masada kan kırmızısı bir elbise duruyordu
son yazabildiği şeydi terzinin

"haşe lillahi ma haza beşera in haza illa melekün kerım"


*********(ahmet uluçay'a)**********************


aksi kanıtlanmadıkça yalnızdır insan
sadece birileri vardır yanında
o da bir umut

aksi kanıtlanmadıkça sevilir insan
mutlaka birileri vardır seven
o da bir mutlak

aksi kanıtlanmadıkça üzülür insan
ölen birisinin ardından insansa, ölen
o da bir ihtimal


*********(grup yorum-bir görüş kabininde dinlenirken)**********************


öldünüz
üşüyorsunuz
gelenlere yer açtınız
ben gelmedim

güzel ezgilere söz oldu ölüleriniz
güç aldı gelenler cesetlerinizden
ben almadım

nefes alırken yazdığınız şiirlerle
çiçekler daha güzel koktu
öldünüz
daha güzel koksun diye çiçekler
onlara karıştınız
ben karışmadım


siz öldünüz
ben ölmedim


*******************************

2 yorum:

y. dedi ki...

o kadar çok şey yazılmış ki bu posta,
" benim için ilginç olan
gözlerimi yalnız sana baktıkları zaman görmektir" diyen bir adam okudum zamanında. ben senin bana bakan gözlerine bakıyordum gözlerimle demiştim, yakın bir tarihte. ördüklerimiz ve göremediklerimizle, içini bir başkasına vermek, son derece cesaret işidir ve (ne yazık ki ya da iyi ki) her hissi de muhteşemdir.

Bir şey yaptım ve sen öldün.
Hiçbir şey yapmadım sen yine öldün.
Seyrettim ve sen öldün.
Düşündüm ve sen öldün.
İsyan ettim ve sen öldün.

Sen ölmeden, sen ölürken ve sen öldükten sonra.
Sordum, neden?
Bu akılsızlığın hiç bir akıllı yanıtı yok.
Çünkü, gerçek herkesten önce öldü. Bundan ki ölüm nedeninin hiçbir önemi yok.

Öldüğün için;
“Sen haklıydın ben haksız.”
Dedim ve ben öldüm.

Şimdi ben de haklıyım. Artık eşitiz, artık kardeşiz ve artık özgürüz...

Peki mutlu muyuz?
Mutluysak neden hala ölüyoruz?
Mutlu değilsek neden hala savaşıyoruz?

diyeyim ve düşmüş cenemi de alıp gideyim.

la petite mort dedi ki...

ben mutluyum çoğu zaman, hatta mutsuzluk çok az var. sanılmasın ki hayata çok sağlam bağlarla bağlıyım. mutluluk sorgulanmaz. bazı şeyler sorgulanmaz. çünkü sorgulandığı zaman kavramını yitirir gibi geliyor bana. o yüzden sevmek sorgulanmaz. mutluluk sorgulanmaz. duygular sorgulanmasa en güzeli. yani elma güzelse yemeye devam edeceksin. savaşmak da değil bu. ölümse konu o bambaşka bi şey. duygulardan bağımsız.