kadıköy'de bir pasajın ucundaki kitapçının kitaplarının birinin içindeki istirahatinden alınandır. belki de çalınan. kimine göre pirüpak enerji, kimine göre safsata. nerden bakarsan bak otuz üç yıl bir nostaljidir. saman kağıda yazılmış, güzel el yazıları mı kaldı azizim. calibri mi ariel mi daha okunaklı kavgaları veriledurulurken gökkubbe altında. vaktiyle yazılmış, sonrasında jpeg'e dönüştürülmüş kelepir bir orospudur zaman. gençliğinde güzeldir, eskiden olan herşey güzeldir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
Yinede bi tutarsızlık var bu kağıtta...
İçerikle yazı arasında...
Sanki temize çekilmiş gibi... Çünkü normalen bu yazının doktor yazısı gibi okunaksız hatta imla hatalarıyla dolu olması gerekirdi...düşüncelerinin hızına yetişemeyen biri , kendi kendine yetemeyen birinin o an yazmış olduğu şey olamaz bu...
Diye bir kurt düşürürüm ben bu dünyalar güzeli nostaljiye...
Yine de fikir güzelmiş.
Ne güzel. İşte sahafların güzelliği..
Taneeeeer, nerdesin? bi çay içerdik senle karşılıklı, konuşurduk yazıdan, kafadaki tehlikeli yerlerden, hayattan...sen beni anlardın Taner.
Yıllanmışlığıyla mı alakalı yoksa "yetememek"le mi bilemedim.
Ama ne de iyi oldu, akşamın bu saatinde, bir yudum kahveyle.
-İsteyerek gelmedik ya..
ah drifter, mesele ardına bakmadan laf söylemekse onlarca şey bulunmaz mı? belki de olay çok basit, kahramanımız bunları bir anda tasavvur etti, sonra aklına düşenleri en güzel yazısıyla paylaştı... belki de sen haklısın. who cares?
ah aze, sahaf değildi ki sadece eski kitaplar da satan bi işportacıydı belki
taneri bulursam bir gün -muhtemelen çocukları eşek kadar olmuştur- varlığından bahsedeceğim.
ah emilia zorla da gelmedin ya
Taner'i bulma, muhayyel kalsın. O Taner'le bulacağın Taner arasında dağlar kadar fark olacak çünkü. Taner'in benzeşine rastlarsan o olur bak.
ah narda, o kafa karışıklığı ile taner dayanamamıştır zaten. sende tanerden füzun tanerlik istidadı olabilir.
Yorum Gönder