bu hafta da öyle geçti. yaygın takvim sisteminin ve dünyanın kendi çapında takılmasının da desteğiyle öylesine geçti. yine bir sürü insan güldü eğlendi. bazıları katıla katıla güldü bazıları tebessüm etti. yeni insanlar geldi eski insanlar geldi arada kalmış insanlar geldi. çok cümle söylendi. çok yüklem unutuldu. çok özne gizlendi. göz kapakları kendi kendine kapandı. bir sürü nota kulakta sese dönüştü ya da zaten sestiler de kulak onlara bi şey yaptı -bilenler açıklasın.
o kadar çok el o kadar çok ele değdi ki. kimin eli kimin elindeydi sayamadık. uykusuz geçen gecesi olduğu gibi uyku dolu geçen gecesi de oldu. herhalükarda uyku çok güzeldi ve orta asyanın bir köyündeki uyuma hastalığından muzdarip köylülere imrenildi. göz kapakları kendi kendine kapandı. sonra perde açıldı. hatırlanan çok güzel rüyalar oldu. bir sürü insanlı rüyalar. şaşırtmalı sonlu olaylar. süpriz şahıslar. hem rüyalarda hem rüya olmayanlarda. ve yine olmadı. bunca kıskanılası şeyin arasında yine olmadı. illa ki aradığı şeyi bulanlar oldu. ama benimkiler yine olmadı. lütfen ruhumu kim aldıysa geri versin. sonra söz hepinizden özür dileyeceğim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Ruhunu ancak sen alabilirsin...
belki benimki hiç olmamıştır
Never let me go'yu izledin mi?
İzlesene...
Orada bu sorunun cevabı var, azcık...
film dönemine gireyim izlicem söz.
iki oldu bekleyen konu o zaman; bu ve "ölmeyesin sırrı, ölmeyesin". ben not ediyorum sen sıkma canını. hepsi aklımda...
Yorum Gönder