çocuk oyunu

30 Kasım 2010 Salı
çok özlüyorum bazen ben
gözlerimi kapıyorum
kollarımı açıyorum

kim gelcek
kim gelcek diyorum
kimse gelmiyor

çok özlüyorum bazen

liberté égalité fraternité

28 Kasım 2010 Pazar
ah robespierre
sen de olmasaydın eğer

devrim önce
devrim önce kendi çocuklarını mı yer

mozaik

17 Kasım 2010 Çarşamba
farklı dillerde aşk yaşıyorduk
ben kürtçe seni seviyordum
sen rumca ben de diyordun

ben makedonca ölüyordum
sen ermenice gidiyordun

candide ya da iyilik saflık

13 Kasım 2010 Cumartesi
hep saflığımdan oldu bunlar
bak kuş dediler
döndüm baktım
almışlar önümden her şeyi
hep saflığımdan oldu bunlar

ama ya orada kuş olsaydı...

anlatamamak

her şey baştan yanlıştı zaten
antik yunan tragedyalarından
hiç bir şey bir sona bağlanmak zorunda değildi

her şey bir sona mutlaka bağlanacaktı

yazamamak

11 Kasım 2010 Perşembe
şenlik
korkarım hayat geçtikçe her uzvumuzdan
güm güm güm duyulan davul sesleridir

müzik
güm güm güm duyulan davul sesleridir
diğer gürültülere karıştıkça karışmış

lirik
diğer gürültülere karıştıkça karışmış
bir aşk şiiridir duyulmaz

asker mektubu

7 Kasım 2010 Pazar
hiç bir şey daha fazla hüzün kokamaz bir asker mektubundan,
sevilenden gelen kelimeler hiç bir zaman acıtamaz daha fazla
arada özlem varken, elle yazılmasa bile,

ve hiç bir şey daha fazla hüzün kokamaz o mektubu tekrar okurken
ve aylar sonra tekrar okuduğunda o olmadığında artık hayatında
ya da sen olmadığında onun hayatında artık

geriye kalan sadece hüzün ve kurulmuş eski güzel hayallerdir
'old and gold days'

"L olacak mıyız gene sahildeki çimlerin üstünde? Söz ver bana...
her şey geçer, göğe bakalım geçer. yeter ki yanımda ol,
yeter ki elimi tut..... her şey geçer. biz geçmeyelim. biz sadece
yürüyelim olur mu sevdicek? susalım bazen ama yürüyelim. söz ver bana"

olmadı.

çok sevilen bir dost sevdi diye yinelenenlerdir 3 ya da 4 tane

1 Kasım 2010 Pazartesi
öyle içime işlemelisin ki dedi adam
bakanlar yalnızca beni görsünler


*******************************


bir elbise istiyorum dedi güzel kız
simsiyah gözlerinin bir kaç ton açığı
lepiska saçları beline kadar uzanıyordu

bir elbise istiyorum kırmızı olsun
yanaklarından daha mı kırmızı diye soramadı terzi
bir elbise istiyorum kan kırmızısı olsun
seni seviyorum diyemedi terzi

model beğendi kız ölçüsünü verdi gitti
dur gitme diyemedi terzi
bembeyaz kaliteli bir kumaş çıkardı terzi dolaptan
ölçtü biçti
epeyce uğraştı
bitirdi elbiseyi
sonra derin bir uykuya daldı
son kez hatırladı kızın yüzünü

ertesi gün polisler kapıyı kırarak açtılar
terzi masa başında yüzünde tebessümle ölmüştü
masada kan kırmızısı bir elbise duruyordu
son yazabildiği şeydi terzinin

"haşe lillahi ma haza beşera in haza illa melekün kerım"


*********(ahmet uluçay'a)**********************


aksi kanıtlanmadıkça yalnızdır insan
sadece birileri vardır yanında
o da bir umut

aksi kanıtlanmadıkça sevilir insan
mutlaka birileri vardır seven
o da bir mutlak

aksi kanıtlanmadıkça üzülür insan
ölen birisinin ardından insansa, ölen
o da bir ihtimal


*********(grup yorum-bir görüş kabininde dinlenirken)**********************


öldünüz
üşüyorsunuz
gelenlere yer açtınız
ben gelmedim

güzel ezgilere söz oldu ölüleriniz
güç aldı gelenler cesetlerinizden
ben almadım

nefes alırken yazdığınız şiirlerle
çiçekler daha güzel koktu
öldünüz
daha güzel koksun diye çiçekler
onlara karıştınız
ben karışmadım


siz öldünüz
ben ölmedim


*******************************