tüyler ürpeten

19 Şubat 2016 Cuma
burda inebilir miyim dedim. olmaz dedi. kapıları kilitledi, gaza daha çok bastı. bir duman kapladı içeriyi. iç yolculuğa çıkardı beni. ruhumu gördüm orda. yani bir ruhu gördüm. ruh varmış, içerdeymiş. hep onun ben uyurken dış yolculuğa çıkıp yukardan beni gördüğünü hayal ederdim. görsel sanatlardaki tasvirlerden oldukça etkileniyorum sanırım. merhaba dedim. hiç dış yolculuğa çıkıp beni görmüş müydünüz dedim. hayır dedi. soğuktu. ruh içte ve soğukmuş. o an öğrendim. ben size inanmıyordum dedim. ne istiyorsun dedi. hiçbir şey dedim. yanlışlıkla yolum buraya düştü az ilerdeki trafik ışıklarında inecektim. şöför bey müsaade etmedi. o sebeple burdayım dedim. iyi dedi. konuşmadı başka. çok zayıf görünüyorsunuz kaç kilosunuz siz dedim. 0,021 dedi. ruh içte, soğuk ve inceymiş. o an öğrendim. ben sorarsam kısa cevaplar verecek gibiydi. başka soru sormayı düşündüm. vazgeçtim. ikimiz de şu şey her neyse etkisi geçse de gitsem diye bekliyorduk. havaya falan baktım. o da bir şeylerle oyalanıyordu. sonra zamanı geldi. dış yolculuğa başladım. gözlerimi hiç kapatmamıştım ama kendime geldiğimi hissettim. kendimi bir hoşgeldin ve sıcak bir gülümsemeyle karşılayıp camdan dışarı baktım. sahilden geçiyorduk. bir tane gemi de tersi istikametimize, karadenize doğru gidiyordu. burda inebilir miyim dedim. durdu kapıyı açtı. daha doğrusu dururken kapı da açılmaya başladı. indim. ruhumu sikeyim dedim. çok sıkıcıymış. ruh içte, soğuk, ince ve sıkıcıymış.