fotoğraçılık or fotuğrav

24 Şubat 2011 Perşembe
şunu netliğe kavuşturalım bugün ölsem muhtemelen eşim dostum üç sene sonra yüzümü hatırlayamaz. onlara resim bırakmadığım için dönüp dönüp bakamazlar. çok az resmi olan bir adamım, mesela hayatımda sadece bir kere görüştüğüm bir insanda benim sahip olduğumdan daha çok fotoğrafım olabilir. bu mudur sıkıntı demeyin sakın? teknoloji çağında sağa sola koyacak resmim yok. işe girmeden önce cv'ye koyacak fotoğrafımı bulamadım.

ama benim bu yazıdaki meselem o değil. fotoğrafçılığı bir sanat olarak görmememden bahsedecektim. kızacaklar olabilir ancak fotoğraf bir sanatsa da çok sikko bir sanat. yaratı yok bir kere, öznellik bile yok, tüm şartlar olgunlaşacak sen de o sırada orada bulunacaksın ve o anı yakalayacaksın. yok öyle bir dünya, yok öyle bir sanat anlayışım. ama çok güzel fotoğraflar var değil mi, doğa güzel olabilir mi,belki o yüzdendir. diyelim bir portre çekeceksin, çok hüzünlü bir yüz yakaladın ve o anı ölümsüzleştirdin. eee? sen ne kattın o ana. fotoşopla bıyık mı çizdin. şimdi resim de sanat değil derim bu mantıkla.

hayatta da demem, ressam başkadır, şu ahir dünyada seç bir sanat ve o sanatın icracısı ol, istediğin yetenekle donatılacaksın deseler; resmi seçerim. az önceki hüzünlü yüzü yakalar ressam ve kendi elleriyle çizer. kendi beyniyle çizer, o yüzdendir ki yüzyıllardır her duyguyu resmedilmiştir. mutluluk bile resmedilmiştir abidin. sadece mutluluk senin kendi içindedir de sen görememişsindir. ve illa ki bir ressam resmetmiştir abidin. sen resmedememişsen bile.

bu polemiğe neden girme ihtiyacı duyduğumu bilmiyorum, aslında bazen fotoğraf çekmeyi de seviyorum. ben aslında şunu dicektim sanırım sadece tuvalete gitmeden önce, neden kapı fotoğrafları, sümüklü çocuk ve martı fotoğrafı kadar popülerdir. kapı gitmeyi ya da gelmeyi temsil ettiğinden olabilir. hatta bence bu özelliğinden ötürü daha anlamlıdır sümüklü çocuk fotoğraflarından.

aşağıdaki benim ofisten çektiğim fotoğraf, ışığı iyi yakalamışım,hele o vapur yok mu o vapur(bir izmirli için motor da vapur da birdir) yaratıcılığımın doruğundaymışım, heyt yavrum ben.

sanat anlayışım aslında epeyce dadaisttir, niye saydırdım ki şimdi durduk yere foturavcılığa.

bir de şunu farkettim yazdıklarımı benim yazdığım vurguyla okumayınca çok boktan oluyor. biraz noktalama çalışmalıyım.

0 yorum: