ne büyük şans

18 Mart 2013 Pazartesi
bursumu kaybettiğim gün kederden cebimdeki son parayla şarap almıştım, 4,75 tl karşılığı bir efes güneşi. cebimde neden küsuratlı bir para kalmıştı onu şimdi hatırlamıyorum. muhtemelen sabahında cebimde altı lira vardı. ve dolmuşa binmiştim. bursumu kaybettiğim gün elimde şarap mp3 playerımdan burzum'dan lost wisdom çalıyordu. pantalonum ıslanmasın diye yere serdiğim gazetenin yere sermediğim sayfalarından günlük burcumu okudum. bu aralar maddi sıkıntıya düşebilirsiniz harcamalarınızı yaparken biraz dikkatli olun diye yazıyordu. içinizdeki karamsarlık olmasa çevrenizde ne kadar aranan birisi olduğunu siz de fark edeceksiniz. bunu okuduğum anda polis delikanlı içme burda dedi. aranan birisiydim, emniyet beni arıyordu. şarabı çok severdim. eminim polis de çok severdi. ve sevgilisiyle en az bir kere şaraplı romantik bir gece kurgulamıştı. belki de başarmıştı. tamam abi bitsin kalkıcam dedim. ama daha çok vardı şarabın bitmesine. şişeye baktım. kalktım yürüye yürüye içtim. hafiften bir rüzgar esiyordu. cebimden tütün çıkardım, sigara sardım. çakmağım yanmadı. rüzgar söndürüyordu. elimle korunak yaptım gene olmadı. sonra az ilerde bir apartman girişinde yakabildim sigaramı. o an sigaraya başladığımı fark ettim. oysa cebimde tütün taşımama rağmen, hiç sigara sarmamıştım ve bir içici değildim. bursumu kaybetmem benim sigaraya başlamama yol açtı. şu çok bilindik bir hikaye var ya o geldi aklıma. dünyanın neresinde olursanız olun kabe hep yerindedir diye biten. eminim duymuşsunuzdur bu kıssayı. sigarayı içerken, kalp kalbe karşı derler şarkısı çalıyordu. dönemin meşhur şarkılarından. sanırım kalp kabe karşı derler diye anladığımdan o hikayecik gelmişti aklıma. artık tüm şartlar olgunlaşmıştı. fonda romantik bir müzik, denize mesafem 25 metre, bursumu kaybettim, sağ elimde şarap şişesi, sağ el parmaklarımın arasında sarma sigaram. tam bir melankoli havası ve yılmaz güney gerçekçiliği, nuri bilge ceylan entelijansiyasına tecavüz ediyordu. oturup bunu izledim biraz. kaybetmeye başlayınca kayıtsız kalmak bir doğal sonuç. (bakınız: eylemsizlik kanunu).
şişe gittikçe boşalmaya başladı. sigara gittikçe bitmişti zaten. hava gittikçe kararıyordu. ben gittikçe yoruluyordum. işte o an gitmek önemli dedim. gitmek lazım. bir melankoli sardı sormayın, gözlerim buğulandı. benim gözlerimin buğulaması çok güzeldir. inanmazsanız bakın.

8 yorum:

nenya dedi ki...

http://puckerclust.files.wordpress.com/2011/02/the-eye-of-sauron.jpg

la petite mort dedi ki...

yakında spam ileti olarak tanımlıcak seni blogspot

N.Narda dedi ki...

çok kilo almışsın :p

la petite mort dedi ki...

"gözler göbeğin aynasıdır." n.narda

bilge güneş dedi ki...

konjuktivitte olabilir kırmızılık var ve damarlar belirgin.

la petite mort dedi ki...

biraz daha halk ağzı yapsak. damar damar üstüne binmiş gibi, kırık olsa yerinde duramazdın gibi. öyle afili teşhislere karizmatik hastalıklara yer olmaz hem benim bedenimde.

bilge güneş dedi ki...

gözlerin kurumuş senin, için kabarmış, ağla geçer. üç vakte kadar da bir yol görünüyor.

la petite mort dedi ki...

valla bildi...