yer yarılsa da yerin dibine geçilesi yazı

15 Mayıs 2014 Perşembe
 merhaba canım,

ben bu yazıyı egenin bir ilçesinden yerin bilmem kaç metre altından yazıyorum. bulunduğum konumun speloloji merakım ile hiç ilgisi yok. meslek icabı buradayım. hoş bizim işte her meslek erbabı biraz spelologdur zaten. vardiyam dolmak üzere yukarı çıkacağım az sonra. ancak şu an bitmiş vaziyetteyim. bitmiş derken yorgunluktan değil. karbonmonoksitten. muhtemelen bir kaç saat sonra bana ulaşan bir başka meslek erbabı da bunu doğrulayacak. raporuna karbonmonoksit zehirlenmesi diye yazacak ve ben hala karbonmonoksitin kimyasal gösterilişinin nasıl olduğunu düşünüyor olacağım. biliyor musunuz benim kimyam hiç iyi değildi lisede. ve gazlar vücutta bulunduğunda periyodik cetveli anlatmıyorlar. doktor bey'in işine karışmak gibi olmasın ama ben eve gidip haberleri izlemek istiyorum. belki benden bahsediyorlardır. ama yok sanmam, haberler benden pek bahsetmez. bu diyarlarda zuhur eden devlet büyüklerimizden bahsetmeyi daha çok sever onlar. bu sebeple ben haberleri seyretmeyi sevmem. onun yerine game of thrones'un izlemediğim bölümlerini seyrederim. ordaki katiller haberdeki katillerden daha onurlular en azından. neyse canım ben siyaseti ne severim ne de anlarım zaten. ben kaçırdığım bölümleri izlerken, oğlum gelir belki yanıma, baba der şimdi haberlerde gösterdiler insan madeni bulmuşlar hem de bizim burda. kazıyormuşsun insan çıkıyormuş. bi sürü bi sürü insan. biz de alalım baba der. sonra annesi girer belki arkasından odaya. gözyaşları içinde. ağlama be kadın diyemem, hep senin işgüzarlığın neden açıyorsun televizyonu. bizim meslek erbabının evinde televizyon mu açılır. bizim meslek erbabının evi her daim potansiyel cenaze evidir. çok sevdiğim uzun boylu bir adam televizyonlarda epeyce bir süre önce böyle demişti diyemem. oğluma bakarım bakarım, sonra ebuzeri düşünürüm. ebuzeri bir ben düşünürüm sanırım böyle zamanlarda. ben düşünürüm, benden gayrisi de pek bilmez. gayrisi osmanı bilir ömeri bilir aliyi de bilir ama ebuzeri bilmez. tabi ya derim kendi kendime, ebuzeri bilseler haberler beni gösterirdi, o boylu poslu, yiğit yedi cihan hünkarını dize getirmiş siyaset erbabını değil. sonra gözlerim o mahşer kalabalığı içinde yıllar önce göçmüş annanemi bulur, anane derim halifeleri saysana. sayar ebubekir, ömer, osman, ali... gördün mü buralarda derim. anlamaz. ebuzer derim. sen ebuzeri bilir misin anane. bilmez. gel anane derim televizyon bakalım. orda şimdilerin osmanını gösteriyorlar. açarız televizyonu ananemle, eski günlerdeki gibi, yalan rüzgarı açalım der açmayalım derim. ajansı izleyelim derim. bir adam çıkar, boylu poslu, ince bıyıklı, büyük usta. bu kim der. gülerim. çok sevdiğim bir adam derim. beni buraya gönderen, beni sana kavuşturan. onu o kadar çok seviyorum ki anane derim, bir market dolusu karbonmonoksitim olsa, hepsini ona veririm.
güler kadın, ne bilsin, yıllar önce ölmüş.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

merhaba,bu yazıyı kullanabilir miyim acaba?

la petite mort dedi ki...

sormadan da kullanabilirsin, bu blogda fikri mülkiyet ve hak sahipliği yoktur

ikaruselsa dedi ki...

yorumsuz...

Moira M dedi ki...

Ne diyeceğinizi bilemezsiniz ya bazen, o haldeyim. Ellerinize sağlık.