uyuyasım yok. sen geldiğinde gözlerim açık olsun istiyorum. sana son gücümle bir şeyler anlatmak, bu sabah gördüğüm çiçeklerin akşam dönerken yolunduğunu gördüğümü falan. öyle gündelik, sokağın başında yapılan kazı çalışması yüzünden dün öğleden sonra suların yarım saatliğine kesik olduğunu anlatsam ya da. dün de görememiştim seni. iki günde çok değişmiyor insan, ama yine de konuşmak istiyor işte. iki gecedir direniyorum uykuya. fakat biliyorum bugün de uyuyacağım. bir çocuğun eve geç gelen babasını beklemesi kadar çaresiz ve yenik.
not: dolapta yemek var. ısıtıp yersin.
not iki: bu şarkı senin için.