aşkların çarpışması

30 Nisan 2015 Perşembe
radyoda the police çalıyordu. muazzam roxanne şarkısı. bana istemdışı moulin rouge filmindeki o sahneyi hatırlattı. aklıma bekir geldi. uğur abla geldi. aynı istemdışılıkla bir bağ kurdum roxanne ablanın sitarcı ile o hüzün dolu aşkıyla. bağ hüzündü. iki farklı aşk hikayesi tek bağ hüzün. oysa sadece dört kişi arasında üç kişilik bir hüzündü bu. sitarcıyla roxanne aşkı iki kişilik bir aşktı. bekir'in ise aşkı uğur ablaya olan tek kişilik bir aşktı. elimde bir aşk bir meşk kalmıştı böyle bakınca. kavuşunca meşk kavuşamayınca aşk olur derler. iki orospu iki adam bir aşk bir meşk. kavuşunca hüzün çaresizliği çağırdı. kavuşmayınca kabullenişi. çok benzer gelmişti oysa bu iki farklı hikaye. çok benzersizmiş. her aşk ne kadar benzer fakat ne kadar biricik. parmak izi gibi.

bu keşmekeşte uykuya dalarken sahne the police'e kalsın. bunun üstüne daha sonra tekrar konuşalım.


2 yorum:

Elisabeth Vogler dedi ki...

aşk'ı, meşk'i ve hüzün'ü yeniden tanımlamalıyız.

la petite mort dedi ki...

buyrunuz lütfen dilediğinizce tanımlayınız.